BLOG
Uluslararası ölçekte projeler için yeterli, güvenilir bir kuruluş olarak alanımızda ülkemizin bilgi ve deneyim birikimine katkıda bulunmaktır.
Sürdürülebilir Mimari
- 149 Görüntüleme
Sürdürülebilir mimari, ekosistemler üzerindeki etkiyi en aza indirmeyi ve uzun vadeli ekolojik dengeyi desteklemeyi amaçlayan çevreye duyarlı tasarım ve inşaat uygulamalarına öncelik verir. Bu yaklaşım, enerji verimliliği, su tasarrufu ve genel kaynak optimizasyonunu kapsayacak şekilde inşaat malzemelerinin ötesine uzanır. Günümüzde yapı sektörünün sera gazı salınımına etkisinin %35 oranlarında olduğu bilinmektedir. Bu sebeple gelecek nesillerde de doğal ortamlarımızın sağlıklı bir şekilde devam edebilmesi için günümüzde kullandığımız zararlı yöntemleri değiştirebilmeliyiz. Yaşam tarzı etkisi açısından sürdürülebilir mimari, daha sağlıklı yaşam ortamlarını teşvik eder.
Sürdürülebilirlik göz önünde bulundurularak tasarlanan binalar genellikle iyileştirilmiş iç mekan hava kalitesine, bol doğal ışığa ve etkili sıcaklık düzenlemesine sahiptir. Bu faktörler, kullanıcıların refahının ve üretkenliğinin artmasına katkıda bulunur. Çünkü evlerimizde kullandığımız elektrikten doğal gaza kadar pek çok enerji kaynağı doğaya zarar vermektedir. Eğer bu enerjileri doğal kaynakları kullanarak elde edebilecek bina sistemlerine dönüştürebilirsek ya da ilk başta bu sistemler ile tasarımlar yapabilirsek binalarımızı da daha sürdürülebilir bir hale getirmiş oluruz. Sürdürülebilir mimarinin uygulanması, geleneksel enerji şebekelerine bağımlılığı azaltmak için güneş panelleri veya rüzgar türbinleri gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının dahil edilmesini içerir. Su tasarruflu sistemler, yeşil çatılar ve geri dönüştürülmüş malzemeler bir yapının genel sürdürülebilirliğine daha da katkıda bulunur. Yani inşaat sürecinden itibaren yaşanılan her zamana kadar doğaya yaydığı zararlı etkiler en aza indirilmiş olur. Ayrıca sürdürülebilir mimarinin faydaları ekonomik yönleri de kapsamaktadır. Enerji verimli binalar, zaman içinde kullanım maliyetlerinin düşmesine neden olarak hem bireyler hem de işletmeler için mali tasarruf sağlar. Ayrıca sürdürülebilir tasarım, çevre dostu yapılara olan talebin artması nedeniyle mülk değerlerini artırabilir.
Ülkemiz açısından sürdürülebilir mimarinin nasıl geliştiğine bakacak olursak; günümüzde diğer gelişmekte olan ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de, kontrolsüz ve hızlı bir gelişmeyle birlikte sürdürülebilir ihtiyaçları karşılayamayan, sağlıksız kentsel bina yığılmalarının fazlasıyla artış gösterdiğini söyleyebiliriz. Hızlı şehirleşmenin yarattığı doğal kaynaklar üzerindeki zorluklar, çevresel sorunlara neden olmaktadır. Türkiye’deki çevrecilik konularına olan ilginin artması sonucu sürdürülebilir mimariye geçme isteği de artmıştır. Evlerde güneş enerjisi sitemlerinin kullanılması, yenilenebilir enerji kaynakları ve malzemelerde çevreci ve doğal olana dönme isteği buna birer örnektir. Ama şimdiye kadar ki yapılan araştırmalara göre de ülkemizin hala daha diğer ülkelere kıyasla yeterli seviyeye ulaşamadığını söyleyebiliriz. Konutlarda havalandırma, güneşlenme, aydınlanma, gürültü denetimi ve ses mahremiyetinin sağlanması ve benzeri pek çok konu ile ilgili standartlar henüz yürürlüğe konmamıştır. Bu eksiklikte, Türkiye’deki sürdürülebilir bina uygulamalarının yaygınlaşmasını engelleyen önemli etkenlerden biridir.
Sonuç olarak sürdürülebilir mimariyi benimseyerek yalnızca çevresel etkiyi azaltmakla kalmıyoruz, aynı zamanda çevremizle daha dayanıklı ve uyumlu bir birlikte yaşama için bir plan oluşturuyoruz ve gelecek nesillerimize daha sağlıklı ortamlar bırakabilme olanağı sağlayabiliyoruz.